Fındığın Tarihçesi ve Sağlığa Yararları
Fındığın
Tarihçesi
1. Giriş
Fındık sözcüğü, Antik Çağda Karadeniz' in adı olan
"Pont Exinus" tan türetilen "pontik" sözcüğünden meydana
gelmiştir. Plinus da, Pontos kıyılarından getirildiği için, fındığa
"Pontos cevizi" denildiğini kaydetmiştir. Fındık Akdeniz, Ortadoğu ve
Avrupa ülkelerine Doğu Karadeniz' den adını da beraber getirerek yayılmıştır.
Fındık sözcüğünün Farsçası "fonduk", Arapçası "bunduk",
Latincesi "nux", Almancası "haselnuss", Fransızcası "noisette",
İngilizcesi "hazelnut", Rumcası "leptokarion", Ermenicesi
"kalin", Tatarcası "çitlevük", eski Yunancası
"funduki", İtalyancası "nocciola", İspanyolcası
"avellana", Portekizcesi "avella", Romencesi ise
"aluna" dır.
Fındık kültürünün Türkler arasında yayılmasının üç devre
içerisinde olduğu bildirilmektedir. Birinci devre, Türklerin Ortaasya' da
oldukları devredir, orada fındığa "kosık" ya da "kosuk"
denilmektedir. İkinci devre, Batı Türklerinin fındık için "çetlevük"
sözünü kullandıkları devredir. Üçüncü devrede ise, Anadolu Türkleri fındığı
Arap etkisi ile "bunduk" ve bundan değiştirerek "fındık"
şeklinde adlandırmışlardır.
2. Eski ve
Ortaçağ Kaynaklarında Fındık
Fındığın anavatanı hakkında birçok yazar, tabiat bilgini ve
tarihçi değişik görüşler ileri sürmüşlerdir. Arkeolojik kazılar MÖ 10000 li
yıllarda fındığın mezolitik diyetlerin bir parçası olduğunu kanıtlamaktadır.
Çin yazılı kaynaklarında M.Ö. 2838 yıllarında Çin' de yetiştiriciliğinin
yapıldığı ifade edilen fındığın Tanrı' nın insanlara ihsan eylediği beş kutsal
meyveden birisi olduğu bildirilmektedir.
Antik Çağ' ın büyük tarihçisi Herodotos (MÖ 490-425),
Herodot Tarihi olarak adlandırılan eserinde fındığın Karadeniz' in doğusunda
yetiştirildiğini yazarken, antik Çağ' da fındığın yağının nasıl çıkarıldığını
da tarif etmektedir. Fındık içlerinin bir torbaya konulup sıkılmasıyla fındık
yağı elde edilmesi, günümüzde, kırsal kesimde zeytinden ve fındıktan yağ elde
edilmesinde kullanılan usullere benzemektedir.
Milattan önce 372-287 tarihleri arasında yaşamış olan
Yunanlı filozof Theophrastos fındıktan şu şekilde bahsetmektedir: "Pontus
cevizi-fındığın yabanilikten kurtarılıp ehlileştirilmesi için asıl kökten
alınıp başka bir yere dikilmesi kafi gelir. Bu suretle kışa daha mütehammil
olan fındık iki cins olup birisi yuvarlak yani tombul, diğeri ise uzunca
sivridir. Fındık fidanı sulak yerlerde daha iyi yetişmektedir."
Fındık ağacının Uygurlar tarafından bilindiği ve hatta
kutsal ağaçlardan sayıldığı, eski Yunan ve Roma mutfağında sosların yapımında
fındığın sıkça kullanıldığı, MS 200 yılı civarında yaşamış olan Athenaeus' un
Deipnosophist adlı eserinde "ballı ve kuruyemişli tatlı"
tarifinde fındığın yer aldığı, Plinius
(MS 23-79)' un Tabiat Tarihi adlı eserinde fındıktan "Avellinea" ve
"Pontus cevizi" olarak bahsettiği bildirilmektedir.
Fındığın tarihi ile ilgili yapılan bir araştırmada, İsviçre'
nin Rohen havzasında tarihin ilk çağlarında, insanların göllerin sığ yerlerinde
kazıklar üzerine barınaklar kurdukları devirlerde fındığın besin olarak
kullanıldığı anlaşılmıştır.
3. Selçuklular
ve Osmanlı Döneminde Fındık
Türk kaynaklarında fındık ağacından söz edilen en eski eser
Uygur Destanı' nın İran rivayetidir: "Tuğla ve Selenga ırmaklarının
birleştiği yerde bir kayın ve fındık ağacı arasında bulunan bir dağ kabardı ve
yarıldı. İçinden beş çocuk çıktı."
Büyük Türk Bilgini İbn-i Sina (930-1037) El Kanun Fi't-Tıbb
adlı eserinde çeşitli hastalıklarda kullanılan bir ilaç olarak fındıktan
bahsetmektedir.
13. yüzyılda yaşamış olan Ispartalı Seyrani Karadeniz Bölgesine yaptığı ziyaret esnasında
Giresun' da bol miktarda fındık yetiştiğinden bahsetmektedir. Yine Evliya
Çelebi Trabzon bölgesine yaptığı bir
seyahatte "Dağlarında taşlarında cümle ormanları fındıklıktır" diye
bahsetmektedir.
Fındığın uluslararası ticaret malı olarak satışını gösteren
ilk yazılı belge 1403 yılını taşımaktadır. İspanya kralı III. Henri, 1403
yılında Timur' a elçi gönderir, elçi Timur ile görüşür, Trabzon' dan İstanbul'
a deniz yoluyla döner. Yolculuk izlenimlerini yazdığı Seyahatnamesinde şu cümle
yazılıdır: 17 Eylül 1403' te Trabzon' dan; kaptan Nicolos Cojen yönetimindeki
fındık yüklü bir gemiyle 25 günde İstanbul' a gittik.
Fransa ile 1737 yılında, I. Mahmut (1730-1754) döneminde
ticaret anlaşması yapılır. Bu antlaşmaya göre Fransa' ya satılacak ürünler
arasında fındık da vardır.
Türk fındıklarının, özellikle Avrupa ülkelerinde tanınması
18. yüzyılın ikinci yarısından sonradır. 1782 yılında Rusya' ya, 1792 yılında
Romanya' ya, 1875 yılında Belçika' ya fındık dışsatımının başladığı
bildirilmiştir. İç fındığın ilk dışsatımı 1879 yılında yapılmıştır. 1906
yılında Sırbistan' a, 1907 yılında Almanya' ya, 1909 yılında Marsilya' ya
(Fransa), 1912 yılında ABD' ye fındık dışsatımı başlamıştır.
1900 yıllarında fındığın tek üreticisi ve dışsatımcısı
Türkiye' dir. İsviçreli Lui Ramber' in 5 Mayıs 1902 tarihli gezi günlüğünde
fındıkla ilgili şu cümleler yer almıştır: Sabah şafakla beraber Giresun' a
geldik… İşte bugün fındık diyarındayız… Yamaçlar üzerinde, küçük vadilerin
kıvrımlarında, sözün kısası her tarafta düzenli biçimde dikilmiş fındıklar
görülür.
Ordu' da fındık ziraatinin başlangıcının ise geç bir dönemde
olduğu bildirilmiştir. Ordu ilinde sıtma hastalığını önlemek için pirinç
ekiminin yasaklanması ve fındık ziraatinin teşviki için yazılan yazı 9 Haziran
1894 tarihlidir.
4. Cumhuriyet
Döneminde Fındık
Cumhuriyet döneminde fındık konusu ciddiyetle ele alınmış,
bu konuda muhtelif çalışmalar yapılmıştır. 1925 yılında çıkarılan 407 sayılı
yasa ile Rize de fındık yetiştiren iller arasına alınmıştır; yine 1925 yılında
çıkarılan 552 sayılı yasa ile Aşar Vergisi kaldırılmış, bunun yerine fındıktan
% 8 vergi alınması şartı getirilmiştir.
1927 yılında çıkarılan 6207 sayılı hükümet kararnamesi ile
fındık fidanlarının ihracatı yasaklanmıştır.
1930 yılında İş Limitet Şirketi kurulur, 1931 yılında fındık
ticaretine başlar.
10 Ekim 1935' te Ankara' da Birinci Ulusal Fındık Kongresi
toplanır. Bu kongrede fındığın yetiştirilmesinden satışına kadar, özellikle
kalite ve standardizasyon konuları işlenmiş ve çeşitli raporlar halinde
kongreye sunulmuştur. Fındık Nizamnamesi yürürlüğe konulmuştur.
1936 yılında Giresun' da Fındık İstasyonu kurulur.
Mustafa Kemal Atatürk, 1 Kasım 1937 tarihinde TBMM' ni açış konuşmasında;
"Önümüzdeki yıl içinde, fındık başta olmak üzere diğer belli başlı
ürünlerimizi de ilgilendiren birlikler kurulmalıdır." direktifini
verir. 28 Temmuz 1938 tarihinde Giresun'
da Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (FİSKOBİRLİK) kurulmuştur.
İşlevini tamamlayan İş Limitet Şirketi 1939 yılında tasfiye
edilir.
6 Kasım 1940 tarihinde merkezi Giresun' da olmak üzere
Karadeniz Bölgesi Fındık İhracatçılar Birliği kurulur.
Giresun' da 7 Kasım 1957 tarihinde İkinci Ulusal Fındık
Kongresi toplanmıştır. Bundan 47 yıl sonra, 10-14 Ekim 2004 tarihinde yine
Giresun' da Üçüncü Milli Fındık Şurası toplanmıştır. Burada fındık konusu
çeşitli yönleriyle tartışılmış ve şura sonunda alınan kararlar 29 maddelik bir
bildiri ile kamuoyuna duyurulmuştur.
1965 yılında Fındık İstasyonu, Fındık Araştırma Enstitüsü
adını almıştır.
1983 yılında "Fındık üretiminin planlanması ve dikim
alanlarının sınırlandırılması" nı öngören 16.6.1983 tarih ve 2844 sayılı
yasa çıkarılır.
6-7 Eylül 1996 tarihinde Tirebolu' da I. Fındık Festivali
düzenlenmiştir.
1996 yılında FTG (Fındık Tanıtım Grubu kurulur, fındığın iç ve dış tüketimini artırmak için çeşitli çalışmalar yürütülür.
Fındığın Sağlık Yararları Nelerdir?
Fındık yararları incelendiğinde sağlık açısından da birçok
durumda kullanılabileceğini söylemek mümkün olabilir. İşte fındığın sağlık
yararlarından bazıları!
Kalp Sağlığının Desteklenmesi
Fındık, omega-3 yağ asitleri açısından zengindir ve tekli
doymamış yağ asitleri içerir. Bu yağlar, kalp sağlığını korumaya yardımcı
olabilir. Fındık tüketimi ile kolesterol seviyelerini dengeleyerek
kardiyovasküler hastalıkların görülme riskini azaltılabilir. Fındık ayrıca,
kolesterol seviyelerini düşürmeye yardımcı olan yüksek miktarda fenolik bileşik
içerir.
Kanser Riskinin Önlenmesi
Fındık, kanser riskini önlemeye yardımcı olabilecek önemli
bir antioksidan kaynağı olan proantosiyanidin içerir. Fındığın içinde bulunan
diğer antioksidanlardan olan manganez süperoksit dismutaz, vücutta oksidatif
stresle savaşarak kanser riskinin azaltılmasına yardımcı olabilir. Fındıkta
bulunan E vitamini ise antioksidan özellikleri ile kansere sebep olan hasarlı
hücrelerin yok edilmesinde faydalı olabilir.
İltihabın Azaltılması
Düzenli fındık tüketmek iltihap belirteçlerinin etkilerini
azaltabilir. Fındık, anti-inflamatuar özelliklere sahip polifenolik bileşikleri
içerir. Bu bileşikler, vücuttaki inflamasyonu azaltarak inflamasyonla ilişkili
hastalıkların riskini düşürebilir.
Yüksek Kan Şekerinin Dengelenmesi
Fındık, başta oleik asit olmak üzere, kan şekeri
seviyelerini dengelemeye yardımcı olabilecek çeşitli bileşenler içerir. Bu
kombinasyonlar, tokluk hissini artırabilir ve açlık süresini uzatabilir.
Sindirim Sağlığı
Fındık, lif açısından zengin bir besin maddesidir. Lif,
sindirim sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olarak kabızlığı önler ve
bağırsak sağlığını korur.
Üreme Sağlığı
Fındık, içerdiği omega-3 yağ asitleri, antioksidanlar,
protein, çinko ve E vitamini gibi besin maddeleri sayesinde sperm sayısının
artırılması bakımından faydalı olabilir. Tek başına fındık tüketiminin, sperm
sayısını belirgin şekilde artırdığına dair bilimsel bir kanıt bulunmamakla
birlikte, yapılan bazı çalışmalar fındığın sperm üretimi ve hareketliliği için
yararlı olabileceğini bildirmiştir.
Fındığın Faydaları Nelerdir
Kavrulmuş Fındık Faydaları Nelerdir?
Fındık tüketirken çoğunluklu olarak tercih edilen seçenekler
arasında kavrulmuş hali yer alabilir. Kavrulmuş fındık, kabuğundan
çıkarıldıktan sonra genellikle fırında veya tavada kızartılarak kuru ısıtma
yöntemiyle elde edilir ve çiğ haliyle benzer oranlarda besin değerleri içerir.
Genel olarak kavrulmuş fındığın bazı faydaları şunlardır:
Gevrek ve kıtır yapısıyla gelişmiş lezzette bulunması
Kolay sindirilebilir bir formda olması
Salmonella ve E. coli gibi zararlı bakterilere karşı koruma
sağlaması
Omega 3-6 gibi yağ asitleri bakımından zengin olması
E vitamini ve manganez gibi vitamin-mineraller açısından
zengin olması
Kavrulmuş fındığın yukarıda bahsedilen faydalarının dışında,
çiğ haline oranla daha fazla yağ ve kalori içerdiği unutmamalıdır. Bu nedenle
yüksek kalori ve yağ içeriği dikkate alınmalı ve tüketimi kontrollü bir şekilde
olmalıdır.
Fındığın Cilde Faydaları Nelerdir?
Fındıktan soğuk presleme yöntemiyle elde edilen yağı, cilde
çeşitli faydalar sağlayabilir. Fındık yağı cilde doğrudan veya cilt bakım
ürünleri içinde kullanılır. Fındık yağının cilde olan faydalarından bazıları şu
şekilde sıralanabilir:
Ciltte nemlendirici etkiler sağlayabilir ve yaşlanma
belirtilerini azaltabilir.
Antioksidan etkisi sayesinde yaşlanma sürecini
yavaşlatabilir.
Saçı besler, nemlendirir ve saç derisindeki kuruluğu
azaltabilir. Aynı zamanda, saçın parlaklığını ve sağlığını artırabilir.
Hiperpigmentasyonun azalmasına yardımcı olabilir.
Cildi, güneşin zararları etkilerinden korumaya yardımcı
olabilir.
Yara izlerinin iyileşmesine katkı sağlayabilir.
Fındık yağını ciltte kullanmadan önce, özellikle hassas
ciltlerde veya alerjik reaksiyonlara yatkın olanlarda, küçük bir bölgede test
yapması önerilir.
Fındığın Cilde Faydaları
Fındık Kilo Kontrolüne Yardımcı Olur mu?
Fındık sağlıklı yağlar, lif, protein ve diğer besin öğeleri
açısından zengindir. Bu besin öğeleri, tokluk hissini artırabilir ve açlık
hissini azaltabilir. Yüksek lif içeriği de sindirimi yavaşlatarak daha uzun
süre tok kalmaya yardımcı olabilir. Dolayısıyla fındık tüketimi, düzenli bir
şekilde atıştırmalık olarak tercih edildiğinde, tokluk hissi yaratmaya yardımcı olabilir.
Fındık yüksek kalori içerir ve kilo vermek için tek başına
tüketimi yeterli değildir. Bu nedenle, kilo vermek için bir beslenme uzmanı
veya diyetisyenle çalışarak kişiye özel bir plan oluşturması önerilir.
Fındıkta Hangi Vitaminler Bulunur?
Fındık, çeşitli vitaminler içeren besleyici bir gıdadır.
Fındıkta hangi vitamin var? sorusunun cevaplarından bazıları şunlardır:
- E vitamini
- B1 vitamini
- B6 vitamini
- Bakır
- Magnezyum
- Manganez
- Folik asit
- Fosfat
- Çinko
- Potasyum
Belirtilen bu vitaminler, vücut fonksiyonlarını
desteklenmesi ve sağlıklı bir yaşam için gereklidir. Fındık, bu vitaminleri
içerdiğinden beslenme açısından zengin bir kaynak olarak kabul edilebilir.
Fındığın Besin Değerleri
Fındık, kolesterol içermeyen sağlıklı yağ asitleri bulunan
ve günlük alınması gereken birçok besin değerini bulunduran bir kuruyemiştir.
Ortalama olarak 50 gram fındığın içerisinde bulunan besin değerleri şunlardır:
- Kalori: 314 gram
- Yağ: 30.4 gram
- Kolesterol: 0 miligram
- Sodyum: 0 miligram
- Karbonhidratlar: 8.35 gram
- Lif: 4.85 gram
- Şeker: 2.71 gram
- Protein: 7.5 gram
Fındık, zengin besin değerinin yanı sıra yüksek kalorili bir
gıdadır, bu nedenle tüketilen porsiyon miktarına dikkat etmek gerekir.
Fındık Nasıl Tüketilir?
Fındığın en yaygın tüketim şekli, kabuğunun kırılıp çiğ
olarak yenilmesidir. Bununla birlikte, kavrulmuş, soslu veya dövülmüş
şekillerde de tüketilebilir. Genel olarak fındığın tüketim şekillerinden
bazıları şöyledir:
Çiğ olarak: Fındık, kabuğunu kırarak doğal halinde çiğ
olarak tüketilebilir. Taze fındık mevsiminde bu şekilde tüketmek en lezzetli
tercihlerden biri olabilir.
Kavrulmuş fındık: Kavrulmuş fındık, fırında veya tavada
kızartılarak hazırlanır. Kavrulmuş fındık daha yoğun bir aromaya ve kıtırlığa
sahiptir ve atıştırmalık olarak tek başına veya diğer kuruyemişlerle birlikte
tüketilebilir.
Fındık ezmesi: Fındık ezmesi, fındık çekirdeklerinin
öğütülerek püre haline getirilmesiyle elde edilir. Fındık ezmesi kahvaltılarda,
tatlı veya tuzlu tariflerde kullanılabilir.
Yağ olarak: Fındık yağı, fındık çekirdeklerinin preslenmesi
ile elde edilir. Yemeklerde veya salatalarda lezzet verici olarak
kullanılabilir. Fındık yağı, cilt ve saç bakımında da besleyici olarak
kullanılabilir.
Yemek ve tatlılarda: Fındık, çeşitli yemek ve tatlılarda
kullanılabilir. Salatalara, pilavlara, makarnalara veya yemeklere eklenebilir.
Ayrıca kekler, kurabiyeler, çikolatalar ve tatlılar için de harika bir lezzet
ve dokuya sahiptir.
Fındık Alerji Yapar mı?
Fındık, vücudun bağışıklık sisteminin fındık proteinlerine
aşırı reaksiyon göstermesi durumunda ortaya çıkan alerjik reaksiyonlara sebep
olabilir. Fındık alerjisi olan kişiler, ürünü tükettiklerinde veya fındık
içeren bir ürün yediklerinde alerjik semptomlar ortaya çıkabilir. Ortaya çıkan
alerjik reaksiyonlar, hafif burun akıntısından şok gibi hayatı tehdit eden
boyutlara varabilir. Alerjik durumlar en sık çocuklarda görülür ve genellikle
ömür boyu sürer. Fındık alerjisinin bazı semptomları şunlardır:
- Öksürük
- Karın ağrısı
- Mide bulantısı
- Hapşırma
- İshal
- Özellikle yüz ve ağız
çevresinde olan kaşıntı ve kızarıklık
- Şiş veya sulu gözler
- Dudak şişmesi
- Hırıltılı nefes
- Boğaz şişmesi
- Yutma güçlüğü
- Kurdeşen
- Baygın hissetmek
Fındık alerjisi ciddi olabilir ve ani, şiddetli
reaksiyonlara neden olabilir. Bu nedenle fındık alerjisi olan kişilerin bir
sağlık uzmanına danışarak, gerekli acil tedbirleri öğrenmeleri önemlidir. Siz
de fındığın faydaları ve kullanımıyla ilgili daha kapsamlı bilgiler edinmek
istiyorsanız bir sağlık kuruluşuna başvurabilirsiniz. Medical Park
Hastanelerinde beslenme ve diyet hizmeti verilmektedir.
